Ad&Soyad: Stefanıa L. Crawford
Mezun Olduğu Okul/Bina: Slytherin
İstediği Ders: Kehanet
Örnek Rp:
'' Profesör Stefanıa 'nın Odası '' Oh ! Hayallerini yaşıyordu işte.Kendisine ait bir odası vardı.Hogwarts dönemi başlamıştı ve kendisine ait öğrencileri de olacaktı.Küçükken o hep sinir olduğu profesörlerden biriydi artık.Koridorlarda yürüyen o yeni öğrenciler kadar heyecanlıydı.Acaba nasıl bir sınıf bekliyordu onu ? Canavar gibi öğrenciler mi ? Yoksa uslu uslu onu dinleyen öğrenciler mi ? Yoo , Stefanıa'nın uslu öğrencileri olurdu.Çünkü Stefanıa , sinirlenince son derece ürkütücü görünürdü.Böyle olunca ondan korkmayan öğrenci kalmazdı herhalde.Bu düşüncelerle kafasını yorarken birden Kehanet Kulesi'nin önünde buldu kendini.O muazzam Hogwarts kulelerinden biri , Kehanet dersliği olarak kullanılıyordu.Ve artık Stefanıa burada ders verecekti , burada öğrencileriyle dolu dolu anılarını yaşayacaktı.
Derin bir nefes aldı ve kapıyı açtı.Kalbi yerinden çıkacaktı.İçeri girer girmez öğrencileri ayağa kalktı.Hepsinin meraklı gözleri karşısında heyecanı on kat arttı sanki Stefanıa’nın.Bu heyecan ve merak dolu gözlere dalıp gitmişken , onların ayakta kaldıkları birden aklına geliverdi ve ;
-"Oturabilirsiniz arkadaşlar. " dedi gülümseyerek.
Ve hepsi birden oturdu.Kimisi sarı saçlı , kimisi turuncu , kimisi siyah...Hepsinin pırıl pırıl gözleri vardı.En temiz ütülü üniformalarını giymişlerdi.Stefanıa’da her zaman gösterdiği giyim özenini bugün daha fazla göstermişti.Öğrenciler ona merakla bakarken konuşma ihtiyacı duydu ve konuşmaya başladı ;
-" Herkese Merhaba ! Ben Kehanet Profesörü Stefanıa Lexandra Crawford. Önümüzde koca bir dönem var.Bu dönem boyunca hepinizle tek tek tanışacağım için mutluyum.Umarım birlikte güzel , dolu dolu anlar yaşarız."
Stefanıa’nın bu sözleriyle birlikte o meraklı bakışlarının yanında , dudaklarına hafif gülümsemeler serpilmişti.Aslında bu dersi tanışmaya ayırmıştı.Fakat heyecandan aklına ders-dışı konuşacak bir şey gelmiyordu.Aklı resmen durmuştu.Ne konuşacağını düşünürken birden arka sıralardan sarışın bir erkek çocuğu elini kaldırdı.Stefanıa , ona söz hakkı verdi ve çocuk ;
-" Profesör , kendi kendime birçok kez sordum.Ama bunu sizden de duymak istiyorum.Sizce kehanet nedir ? "
Bu sarışın çocuk sanki öğrenmeye fazla iştah duyuyordu.Daha yeni tanışmışlardı ki ders hakkında bir soru gelmişti.Stefanıa hiç zorlanmadan cevapladı ;
-" Kehaneti en yalın anlamıyla duyular dışı bir sezgi yoluyla doğrudan doğruya geleceğin bilinmesi olarak tanımlayabiliriz. Kehanet olgusuna en ilkel kabine kültürlerinden en gelişmiş uygarlıklara kadar her toplumda rastlamak mümkündür. Çünkü bu olgu biz insan şuuruna özgü bir yeteneğin eseridir ve bazı insanlarda doğuştan mevcut olmakla beraber aslında hepimizin içinde saklı durmaktadır. Nitekim hemen hepimiz yaşamlarımızda en azından birkaç kez geleceğe ait sezgiler ya da rüyalarımızın gerçekleşmesi gibi -gerek kendimizde gerekse çevremizde- olaylara rastlamışsızdır.İşte böyle olaylar kehanettir.Bu arada ismini öğrenebilir miyim canım ? " dedi Stefanıa.
Çocuk merak ettiğini öğrendikten sonra Stefanıa’nın sorusunu yanıtladı ;
-" İsmim Corbette Profesör." dedi masumca.Stefanıa , bu bilgiye aç öğrencileri , bilgiyle doyurmak istiyordu.Onları sevmişti sanki.
Artık Stefanıa derse girmek istiyordu ve " Evet , artık isterseniz dersimize başlayalım. Kehanetler akılsal ve sezgisel olmak üzere başlıca iki bölüme ayrılır. Akılsal kehanetlerin başlıcaları astroloji, el falı i-ching, kahve falı, numeroloji, Tarot, yazıyı inceleme ya da yüz hatlarını inceleme olarak sayılabilir.
Sezgisel olanlar asıl kehanetleri teşkil ederler. Bunlar duygu olarak, fikir ve zihni aniden aydınlatan önceden biliş şeklinde ifade edilmektedir. Bu bir medyumluk türüdür ve burada herhangi bir biçimde aklı kullanma ve mantık yürütme söz konusu değildir. Bu gibi kehanetlerden bazıları akla ters düştüğü için zihin tarafından reddedilse bile yine de gerçekleşmektedir.
Sezgi ve duru görü, kehanetin esasını oluşturmaktadır. Haberci rüyalar, vizyonlar, gelecekte olacakları bilme bu gruba girerler. " dedi.Zaman su gibi akıp geçmişti.Bir ara saatine göz attı ve birkaç dakikanın kaldığını gördü.
-" Evet arkadaşlar , dersimiz bitmiştir.Şunu unutmayın ; Kehanetler büyük bir buz dağının su üstünde görünen küçücük bir bölümü gibidir. Asıl önemli olan suyun altındaki görünmeyen kısmıdır. " Dedi ve dersi bitirdi.
Öğrenciler yavaş yavaş kehanet kulesinden ayrılıyorlardı.Stefanıa odasına gitti.İlk günden dersi iyi geçmişti.Öğrencilerinin her biriyle tanışmak,her birinin adını bilmek istiyordu.Çünkü iyi bir öğretmen , öğrencileriyle ilgilenendir diye düşündü Stefanıa.